Kefir, Kafkasya’da yaşayan kişiler tarafından sıklıkla tükettiği, sütün mayalandırılmasıyla elde dilen bir süt ürünüdür. Kıvam olarak bozaya, tat olarak da hafif ekşi ayrana benzemektedir. Kefir, besin değeri açısından yoğurt ve sütten üstündür. Kalori açısından ise eş değerdir.
Kefirde bulunan B grubu vitaminler, triptofan, magnezyum ve kalsiyum sayesinde içildikten sonra hafif bir gevşeme ve rahatlama hali vermektedir. Bu sebeple depresyon tedavisinde ve uykusuzlukta kullanılmaktadır.
Kefirin içeriğinde bulunan faydalı bakteriler, sağlığımız için önemlidir. Bu yararlı bakteriler, bağışıklık sistemimizi destekleyerek hastalıklardan korunmamıza yardımcı olur. Bağışıklığımızın %80’i bağırsaklarımızdadır. Başka bir deyişle “ BAĞIRSAKLARIMIZ SAĞLIKLIYSA, BİZ DE SAĞLIKLIYIZ.”
Kefirde bulunan faydalı bakteriler, bağırsakların daha iyi çalışmasını destekleyerek bağırsak hastalıklarının (ishal, kabızlık vb. ) önlenmesi ve tedavisinde yardımcıdır. Antibiyotik kullanan kişilerin, tedavi bittikten sonra kefir içmeleri bağırsakların kendisini yenilemesini sağlayacaktır.
Laktoz intoleransı olan bireyler kefiri rahatlıkla içebilir. Böylece süt ve yoğurttan alamadıkları kalsiyum, B grubu vitaminleri ve protein kefir sayesinde vücuda alınmış olur.
Kefir, hem çocuklar, hem de yetişkinler tarafından rahatlıkla tüketilebilir. Kefirin bilinen bir yan etkisi yoktur.
Kefirin tadından hoşlanmayanlar bal, tarçın,nane ekleyerek veya taze meyve ile blenderize ederek içebilir. Her gün 1-2 bardak içmekte fayda vardır.